Avusturya’da okullarda başörtüsü yasağı hazırlığı tepki çekti

- Ülkede Müslümanlar başta olmak üzere, çok sayıda akademisyen ve aktivist, anaokulları ile ilkokullarda hayata geçirilmesi öngörülen başörtüsü yasağına tepki gösterdi

- Avusturya İslam Cemaati Başkanı Olgun: "Bu yaklaşım başta dini özgürlüklerimiz olmak üzere, ebeveynlerin çocuklarını terbiye etme haklarına da aykırı bir tutumdur. Bu açıklamaları sert bir şekilde kınıyoruz”

- Georgetown Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Hafez: "Öngörülen bu yasayla bir yandan aşırı sağcı popülist seçmenler harekete geçirilmek isteniyor, diğer yandan Müslümanların dini yaşamları belirlenmek isteniyor"

VİYANA - Avusturya’da aşırı sağcı hükümetin ilkokul ve anaokullarında başörtüsünü yasaklamaya yönelik yasal düzenleme hazırlığı içinde olması, ülkede yaşayan Müslümanların yanı sıra, birçok sivil toplum temsilcisi, akademisyen ve aktivistin tepkisine neden oldu.

Başbakan Sebastian Kurz, yaptığı açıklamada, ilkokullarda ve anaokullarında başörtüsünün yasaklanmasının önünü açacak bir yasanın hazırlanması için konuyla ilgili üç bakanlığa talimat verdiğini söyledi. Kurz, "çocuk koruma yasası" olarak adlandırdığı yeni düzenlemeyle ülkede paralel toplum oluşumunu engellemeyi hedeflediklerini savundu.

700 binin üzerinde Müslüman'ın yaşadığı Avusturya’da akademisyenler, başörtüsünün eğitim sisteminde yasaklanmak istenmesini, din ve vicdan özgürlüğü başta olmak üzere, temel insan haklarına aykırı olduğu görüşünü paylaşıyor.

1912’den itibaren İslam’ın resmi din olarak kabul edildiği ülkede, hükümet yetkililerinin başörtüsünü ayrıştırıcı ve "siyasal İslam'ın" bir sembolü olarak  tanımlaması, Avusturya'da yaşayan Müslümanları, dini özgürlüklerinin ileriye dönük daha da kısıtlanacağı endişesine neden oluyor.

Neredeyse hiçbir Müslüman anne-babanın çocuklarını başörtülü olarak anaokulu ya da ilkokula göndermediği ülkede, Müslüman çocuklar üzerinden suni gündem oluşturulması, yaklaşık 100 gündür ülkeyi yöneten aşırı sağcı hükümetin sert eleştirilere neden olan kimi uygulamalarını örtbas etmek için başvurduğu bir yöntem olarak değerlendiriliyor.

- "Müslüman çocuklar popülist siyasete alet edilemez"

Avusturya'da Müslümanları temsil eden, başbakanlığa bağlı Avusturya İslam Cemaatinin (İGGÖ) Başkanı İbrahim Olgun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aşırı sağcı hükümetin ilkokullarda ve anaokullarında başörtüsünün yasaklanmasına ilişkin yaklaşımının kabul edilemez olduğunu belirterek, "Çocuklarımız üzerinden hiçbir siyasetçi popülist bir siyaset yapamaz." dedi.

Olgun, "Musevilerin giyindiği Kippa veya Hristiyanlara ait haç sembolü üzerinden nasıl siyaset yapılmıyorsa, başörtüsü üzerinden de siyaset yapılmamalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Avusturya’da yaşayan Müslümanların dini özgürlüklerini kaybetme noktasında büyük bir  endişe içerisinde olduklarını vurgulayan Olgun, "Bu yaklaşımın (başörtüsünün yasaklanmak istenmesi) başta dini özgürlüklerimiz olmak üzere, ebeveynlerin çocuklarını terbiye etme haklarına da aykırı bir  tutumdur. Bu açıklamaları sert bir şekilde kınıyoruz." dedi.

"Yasak otoriter devlet anlayışının göstergesi"

Georgetown Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Görevlisi Dr. Fared Hafez de, anaokulu ve ilkokullarda başörtüsü yasağının hayata geçirilmesinin çok sorunlu bir yaklaşım olduğunu vurgulayarak, böyle bir kararın "otoriter devlet anlayışının göstergesi" olduğunu söyledi.

Anaokulu ve ilkokullarda okuyan kız çocuklarının çoğunluğunun başörtüsü giymediğine işaret eden Hafez, hükümetin hayali bir sorun oluşturduğunu, bununla ülkedeki belirli gurupların yaşam alanlarının kısıtlanması için olumsuz bir atmosfer oluşturulmaya çalışıldığını dile getirdi.

Hafez, "Öngörülen bu yasayla bir yandan aşırı sağcı popülist seçmenler harekete geçirilmek isteniyor, diğer yandan Müslümanların dini yaşamları belirlenmek isteniyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Başörtüsü entegrasyona engel değil"

Eğitimde Ayrımcılık Karşıtı Eşitlik Derneği (IDB) Başkanı Dr. Sonia Zaafrani de hükümetin başörtüsü yasağına ilişkin yaptığı açıklamalarda, kız çocuklarının korunması ve uyum konusunu vurguladığını hatırlatarak, Avusturya'da çocukların korunmasına yönelik çok sayıda yasa ve kurumun olduğunu, "başörtüsünün entegrasyona engel teşkil etmediğini" söyledi.

Zaafrani, hükümetin sıklıkla kız çocuklarının zorla örtündüğü yönünde açıklamalarda bulunduğuna dikkati çekerek, bu iddiaların ciddi bir çalışmaya veya  istatiksel verilere dayanmadığını, daha ziyade başörtüsüne karşı önyargılı kişilerin anlatılarına dayandırıldığına işaret etti.

Başörtüsü yasağı anayasa aykırı

Başörtüsünün farklı konuları örtbas etmek için kullanıldığına işaret eden Zaafrani, "Başörtüsünü baskı ve siyasal İslam'la ilişkilendirmek istiyorlar. Bu halihazırda var olan başörtüsü ve İslam karşıtlığını artırırken, öğrencilere yönelik ayrımcı ve ırkçı tutumların da çoğalmasına neden oluyor. Bizim hükümetten beklentimiz, eğitim sistemindeki ırkçılık ve ayrımcılığa  karşı yapıcı önlemler alması, ancak bu konularda hükümetten hiçbir açıklama duymuyoruz." diye konuştu.

 Başörtüsü yasağının anayasaya aykırı olduğunu vurgulayan Zaafrani, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek Protokolünün ikinci maddesinde, eğitim alanında devletlerin vatandaşların dünya görüşü ve dini anlayışlarını göz önünde bulundurarak hareket etmesi gerektiğine yer verildiğini, bu maddenin Avusturya anayasasında da yer aldığının altını çizdi.

Eşitlik adına yasak getiriliyor

Viyana İslam Federasyonu (İFW) Genel Sekreteri Harun Erciyas da  hükümetin kız çocuklarını koruma iddiasıyla başörtüsü yasağını hayata geçirmek istediğine dikkati çekerek, "Eşitlik ve özgürlük adına, yasak getirilmek istenmesi  anlaşılır bir durum değil." ifadesini kullandı.

Erciyas, yaklaşık 100 gündür yönetimde olan aşırı sağcı koalisyonun başta büyük şirketlere yönelik vergi düzenlemesi olmak üzere uyguladığı yanlış politikalara yönelik artan eleştirileri, başörtüsü yasağıyla savuşturmaya çalıştığını anlattı.

Başbakan ve yardımcısının söz konusu okullarda ne kadar başörtülü kız çocuğunun olduğuna dair soruları yanıtlayamadığını ifade eden Erciyas, gerçekte karşılığı olmayan konuların gündeme taşınmasıyla ülkedeki asıl sorunların üstünün örtüldüğünü belirtti.

Erciyas, hükümetin bu yasayı çıkartabilmesi için mecliste üçte ikilik çoğunluğu sağlaması gerektiğine işaret ederek, ana muhalefetteki Sosyal Demokrat Partinin (SPÖ) buradaki tutumunun belirleyici olacağının altını çizdi.

 

(AA)


09 Nisan 2018
958 İzlenim


Yorumlar

Üye Ol



Giriş Yap