Avusturya'daki Türk toplumu, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını tanıyan Alman Federal Meclisi kararına tepki gösterdi.
VİYANA - Avusturya'daki Türk toplumu, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını tanıyan Alman Federal Meclisi kararına tepki gösterdi.
Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Avusturya Başkanı Cem Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Almanya Meclisinin kararının, dünya siyasetinin Türkiye üzerindeki hesaplarının bir yansıması olduğunu söyledi.
Yakın tarihteki Bosna ve Hocali katliamlarını görmezden gelerek 100 yıl önceki olayı "soykırım" olarak nitelendirmenin çelişki olduğunu belirten Aslan, "Tarih boyunca Osmanlı ve Türk toplumuyla aynı safta yer almış olan Almanya, bu kararıyla güçlü müttefiki olan Türkiye'yi karşısına alarak dünya siyasetinin tuzağına düştü. Bunun arkasında, gelişen Türkiye-Almanya ilişkilerinden memnun olmayan ve güçlü bir Avrupa Birliği istemeyen bir kesim var." dedi.
"Tek yumruk halinde hareket etmeliyiz"
Sürecin Avrupalı Türkleri köşeye sıkıştırma yönünde ilerlediğini kaydeden Aslan, şöyle devam etti:
"Bundan sonraki süreç daha etkili ve daha organize olacağımız bir süreç olacaktır. Şuan Almanya'daki ve Avrupa'nın tüm ülkelerindeki diaspora Türkleri, bulundukları ülkenin siyasetinde daha aktif olmalı, siyasi partilere üye olmalı ve artık Avrupalı Türkler olarak 'biz de varız' demeliyiz. Kişisel ve kurumsal menfaatlerimizden artık vazgeçmeliyiz, taşın altına elimizi koyarak tek yumruk halinde hareket etmeliyiz. Avrupa'da ırkçı hareket ilerlemekte. Bunun karşısındaki denge unsuru, yabancıları da kapsayan bir oluşum bir siyasi hareket olacaktır."
"Hakkaniyete, adalete ve tarafsızlığa davet ediyoruz"
Merkezi Vorarlberg'de bulunan Gelecek İçin Yeni Hareket Partisi (NBZ) Genel Başkanı Adnan Dinçer son yıllarda Avrupa kamuoyu nezdinde Türk milletine karşı büyük bir iftira ve karalama kampanyası başlatıldığını ve Alman Meclisinin kararının da bu kampanyanın bir ürünü olduğunu söyledi.
İnsanın en temel hakkı olan "kendini savunma hakkı"nın Türkiye ve Türkler söz konusu olunca hiçe sayıldığını belirten Dinçer, "Bir olayın soykırım olarak tanımlanması için hangi şartların oluşması gerektiğine dikkat etmeden, peşin hükümle hareket etmenin hukuki ve meşru hiç bir dayanağı yoktur. Avrupa toplumunu, Ermeni diasporasının Türkiye ve Türklere karşı bitip tükenmeyen kin ve nefretlerine alet olmamaya, hakkaniyete, adalete ve tarafsızlığa davet ediyoruz. Yönetim kurulu olarak, Almanya veya diğer Avrupa ülkelerinin kararı ne olursa olsun bu kararları tanımadığımızı ve sözde soykırım iddialarını şiddetle reddettiğimizi tüm Avrupa kamuoyuna ilan ediyoruz." dedi.
"Sadece Ermenileri dinleyip bizi yargılayamazsınız"
Azerbaycan-Türkiye Kültür ve İşadamları Derneği Başkanı Yardım Güneş de Ermenilerin iddialarının, hiçbir tarihi ve hukuki temele dayanmadan "mutlak gerçekmiş gibi" sunulmasının Avrupa'da yaşayan Türkleri endişelendirdiğini ifade etti.
Ermenistan'ın Anadolu ve Azerbaycan'da yaptığı katliamların görmezden gelindiğini vurgulayan Güneş, "Tarihin çarpıtılmasına ve siyasete alet edilmesine tanık oluyoruz. Parlamentolarda siyasi tahriklerle alınan kararlar yok hükmündedir. Çünkü tarihi tarihçiler yazar, parlamentolar değil. Sadece Ermenileri dinleyip bizi yargılayamazsınız." diye konuştu.
"Kaygıyla izliyoruz"
Avrupalı Türk İş Kadınları (ATİK) Derneği Başkanı Dilek Aksoy ise Almanya Meclisi'nin kararının tarihe kara bir leke olarak geçtiğini belirterek, "Almanya samimi ise önce kendi tarihinde yaptığı katliamları kabul etmesi gerekir." dedi.
Ortadoğu, Afrika, Asya ve Doğu Avrupa'da halen insanların katledildiğini ve Almanya'nın sadece seyirci kaldığını ifade eden Aksoy, şunları kaydetti:
"Milyonlarca Müslüman, Batı'nın seyirci kaldığı savaşlar nedeniyle mülteci durumuna düşmüştür. Mültecileri engellemek için her yolu deneyen Avrupa'nın, yaklaşık 3 milyon sığınmacıya kapılarını açan Türkiye'ye yönelik düşmanca bir tutum sergilemesi anlaşılır gibi değildir. Almanya'nın, tarihi ve hukuki gerçekleri dikkate almamasını kaygıyla izliyoruz. Biz, bu önyargılı ve akıl dışı siyasetin ciddi bir özeleştiriye muhtaç olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bu karar Avrupa'da kutuplaşma ve yabancı düşmanlığının körüklenmesine yol açacaktır. Avrupalı siyasetçileri, sağduyulu yaklaşımla hassasiyetlerimizi dikkate almaya ve hatalarını düzeltmeye davet ediyoruz."
(AA)