Cemil Meriç'in talebesinden Osmanlıca çağrısı

Yazar Ekrem Tahir: "Okullarda Latin alfabesi ile Osmanlıca paralel olarak verilmelidir. Osmanlıcayı sadece lisede değil, ilkokul ve ortaokulda da okutacaksınız, Bugün (Osmanlıca eğitimine) başlarsak en geç 50 sene sonra sarsılmaz bir nesil gelir''

VİYANA - Türk mütefekkir Cemil Meriç'in "ebedi talebesi" ve yazar Ekrem Tahir, Osmanlıcanın ilkokuldan itibaren okutulması gerektiğini söyledi.

Tahir, Meriç'in doğumunun 100. yılına ithaf ettiği "Düşüncenin Vücudu&Yarı Türk" adlı kitabını Viyana'da düzenlediği konferansta tanıttı. Daha önce "Babil’deki Türkiye" ve "Varlık ve Hece" adlı iki kitabı yayımlanan Tahir, 34 yıldır Avusturya'nın başkenti Viyana'da yaşıyor.

Meriç'in "ebedi talebesi" olduğunu söyleyen Tahir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Düşüncenin Vücudu" kavramını "insanları düşünmeye sevk etmek" amacıyla kullandığını belirterek, insanların aldığı gıda ve okuduğu kitap ve düşüncelerin "eseri ve esiri" olduğunu söyledi. Tahir, kitabında 2 asırdır topluma enjekte edilen "Batı düşüncesi mikrobuna" dikkati çekmek istediğini aktardı.

"Toprak kaybedebilirsiniz ama ruhu kaybederseniz her şey biter" diyen Tahir, "Biz İslam-vahiy medeniyetinin çocuğuyuz. O medeniyetin ruhunu taşıyoruz. Ama bizim zihniyetimiz maalesef değiştirildi. Yani vücudumuzun derisi değiştirildi." ifadelerini kullandı.

"Batı düşüncesi lanse ediliyor"

Avrupa'nın 1839'dan bu yana İslam-vahiy medeniyetini "tanzim" etmeye çalıştığını kaydeden Tahir, "Çünkü görüyor ki İslam-vahiy medeniyetinin kalbi ve beyni olan bir millet var. Batılılara göre Türkleri bitirirsek karşımızda yedekler kalır ve onları bitirmek kolaydır ve doğru da söylüyor. Çünkü bu medeniyet asırlar boyu büyük alimler yetiştirmiştir. Bugünkü mesele 1839’a dayanıyor, Tanzimat aydınlarına. Çoğu da yabancı çocuklarıdır. Çünkü yabancı dili onlar biliyordu. O günden bugüne sık sık Batı düşüncesi lanse ediliyor ve övülüyor." diye konuştu.

Kitabında kullandığı "Yarı Türk" kavramının Alman yazar Otto Hachtmann'a ait olduğunu belirten Tahir, şöyle devam etti:

"Otto Hachtmann, mekanını değiştiren, melezleşen, kendi milletinin kültürünü bilmeyen, Batı'ya hayranlık duyan aydınlara 'yarı Türk' demiştir. Yarı Türk söylemi burdan geliyor. Edebiyat üzerinden giderek Otto Hachtmann, emperyalizmden bahsediyor ve bu aydınlara soruyor: Sizin nereniz Türk?"

"34 senedir sürgün hayatı yaşıyorum"

Müslümanın umutsuzluğa düşme hakkı olmadığını ve umutlu olduğu için kitaplar yazdığını vurgulayan Tahir, yurt dışına çıkmasıyla ilgili olarak, "Dünya düşünce tarihinde ilk kez kendi rızasıyla düşünce için sürgüne giden tek adam benim. Kendi rızamla 34 senedir bir sürgün hayatı yaşıyorum. Beni yok etmek isteyen Batı medeniyetini tanımak için rızamla bu sürgündeyim. Hicret etmedim, gönüllü sürgün diyorum. Sosyolojinin de felsefenin de taşları Almanlardır, bu sebeple burayı seçtim." dedi.

Kendisini "İslam-vahiy medeniyetinin düşünce şehzadesi" olarak tanımlayan Tahir, İslam-vahiy medeniyetine yeniden ulaşılabilmesi için Osmanlıcaya geri dönülmesi gerektiğini söyledi.

Alfabe devrimiyle toplumun Kur’an, din ve İslam ülkeleriyle bağını kopardığını belirten Tahir, dilin medeniyet, hafıza ve aidiyet olduğunu söyledi. Tahir, "Bir asır boyunca kendi kültürünle irtibatını koparıyorsun, kömürleştiriyorsun. Seni, ruhundan, zihniyetinden ve aidiyetinden tamamen kopartıyor. Sen dedenin karşısına çıkamıyorsun. Bunu şuurlu olarak yaptılar. Harf deyip geçmeyeceksiniz. Çok önemli o yüzden önce onu bitirdiler." şeklinde konuştu.

İlkokuldan itibaren Latin alfabesiyle Osmanlıcanın paralel olarak öğretilmesi gerektiğini vurgulayan Tahir, şunları kaydetti:

"Okullarda Latin alfabesi ile Osmanlıca paralel olarak verilmelidir. Osmanlıcayı sadece lisede değil, ilkokul ve ortaokulda da okutacaksınız. Dedelerimizin yakılan kömürleşen ve çoğu talan edilen eserlerine erişme imkanımız olur. Koymazsanız ne olur? Metinleri okuyacak insan bulamayız. Mesela üniversitedeki koca koca profesörler bile Osmanlıca metni okuyamıyor. Bilenler de öldü zaten. Mesela Cemil Meriç, Necip Fazıl gibi Osmanlı döneminde eğitim görenler biliyorlardı. Gittikçe kayboluyor. Bu çok önemli. Dönersek aslımıza rücu ederiz. Bugün başlarsak en geç 50 sene sonra sarsılmaz bir nesil gelir."

Tahir, Osmanlıcanın öğrenilmesine ancak "mağarada köle olarak kalmak isteyenlerin" itiraz edebileceğini söyledi.

 

(AA)


15 Mayıs 2016
2073 İzlenim


Yorumlar

Üye Ol



Giriş Yap