AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik, İtalya’da

“Türkiye, AB üyesi olmasa da büyük bir Avrupa gücüdür, büyük Avrupa demokrasisidir”         

“(Sığınmacı anlaşması sonrası Ege Denizi’ndeki geçişler) En güzel haber de mayıs ayı içerisinde hiç ölüm olmamıştır”

“Bugün bu göç krizi, birebir anlaşmasıyla kontrol altına alındı diye burada durursak, yarın çok daha büyük krizlerle karşı karşıya kaldığımızda, onları yönetmekte yetersiz oluruz. Bu hem siyasi açıdan çok büyük risk oluşturur, hem insani açıdan çok büyük risk oluşturur”

İtalya Dışişleri Bakanı Gentiloni: “(Türkiye ile AB arasında varılan) Anlaşma işlevsel oldu ve göç akımlarını, balkan rotasını kontrol altına tutabildi”

İtalya'nın, son yıllarda farklı hükümetler işbaşı yapsa da Türkiye’nin AB üyeliğine yönelik tutumu açıktır. Akdeniz’in iki büyük ülkesi olarak ortak çıkarlarımız var. Türkiye’nin AB üyesi olmasına inanıyoruz”

"(Vize serbestisi) Bu Avrupa’ya da bize de yararlı olacak. O yüzden biz vizelerin kaldırılmasının ve vize serbestisinin yanındayız. Bunun bu yolda, arzu edilen istikamette bir adım olduğunu düşünüyoruz”

ROMA   - Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, AB üyesi olmasa da Türkiye'nin büyük bir Avrupa gücü, büyük bir Avrupa demokrasisi olduğunu söyledi.

İtalya’ya AB Bakanı ve Başmüzakereci sıfatıyla ilk ziyaretini gerçekleştiren Çelik, temaslarının ilk gününde, İtalya Dışişleri Bakanı Paolo Gentiloni ile bakanlık binası Farnesina’da yaklaşık 1,5 saat süren bir görüşme gerçekleştirdi.

Görüşmenin ardından kameraların karşısına geçen Bakan Çelik, misafirperverliğinden ötürü ev sahibi Bakan Gentiloni’ye teşekkür ederek, “Kendisiyle çok verimli bir görüşme yaptık. Ana konularda anlaştığımızı memnuniyetle görüyorum.” dedi.

Küresel ve bölgesel krizlerin, Türkiye ve İtalya’yı etkileyen bir hal aldığını dile getiren Çelik, “Bunlardan biri, bütün bölgeyi altüst eden DAEŞ gibi terör örgütleriyle, ayrılıklarla mücadele. Bu mücadelede dayanışmamızın devam etmesi, etmemiz çok önemlidir. 55’e yakanı ülkenin kurduğu koalisyon DAEŞ’e hava saldırıları düzenliyor ama tam bir başarı sağlanabilmiş değil. Belki yolun yarısı geçilebilmiş durumda.”  diye konuştu.

Türkiye’nin, Suriye ve Irak gibi istikrarsız bölgelerle yaklaşık bin 295 kilometrelik bir sınırı olduğuna ve burada tek başına mücadele verdiğine vurgu yapan Çelik, “Kuşkusuz Türkiye’nin bu sınırının ötesinde güvenliğine yardımcı olabilecek bir ulusal devlet gücü ordu veya polis gücü yok. Türkiye çok büyük risklerle karşı karşıya. Biz bunu tabi ulusal egemenliğimiz için bu mücadeleyi veriyoruz. Ama şu iyi bilinmeli ki bu mücadele Avrupa’nın da güvenliğini sağlamaktadır. Türkiye Avrupa dışında bir ülke değildir. Türkiye, AB üyesi olmasa da büyük bir Avrupa gücüdür, büyük Avrupa demokrasisidir.” ifadelerini kullandı.

Bakan Çelik, tarihin en büyük krizlerinden biri olan göç krizini Türkiye ile AB arasında varılan sığınmacı krizine yönelik anlaşmayla beraberce yönettiğini anımsatarak, “Ortak bir mekanizma kurarak, ortak akıl ve ortak eylem planı üreterek çok büyük bir başarıya imza attık. Birebir anlaşmasıyla ekim ayında 7 bin kişi geçiş yaparken, bugün bu sayı 20’ye, 30’a düşmüştür. En güzel haber de mayıs ayı içerisinde hiç ölüm olmamıştır.” şeklinde konuştu.

“Ciddi riskler var”

Türkiye ile AB arasında sığınmacı krizinin çözümünde sağlanan başarının devam etmesi gerektiğini ifade eden Bakan Çelik, “Ama önümüzde çok ciddi riskler var. Nedir onlar. Suriye’deki istikrarsızlığın ne zaman sona erebileceğini ya da Suriye’de nasıl bir modelin ortaya çıkabileceğini kimse tahmin edemiyor.  Bu da yeni bir takım risklerle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Dolayısıyla bugün devam eden çatışmalar başka bölgelerde daha olumsuz sonuçlar doğurursa bu şimdiye kadar karşı karşıya kaldığımız göçün bir bu kadarıyla karşı karşıya kalabileceğimiz anlamına gelir ki bu çok büyük bir krizdir.” dedi.

“Göç meselesi insani kriz olmasının yanı sıra bölgede  güvenlik krizi oluşturmak, ayrıca Avrupa’da aşırı sağın yükselmesine zemin oluşturmak gibi birden çok sonuç da doğurabiliyor” diyen Çelik, bu nedenle göç meselesini doğru bir şekilde yönetebilmemiz AB’nin değerlerini, Avrupa demokrasilerinin dinamiklerini de korumak bakımından da önem arz ettiğini söyledi.

Türkiye ile AB arasında sığınmacı krizine yönelik varılan “birebir anlaşmasını” güçlendirecek mekanizmaların oluşturulması gerektiğinin altını çizen Çelik, bu konudaki sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu açıdan baktığımızda Türkiye taahhütlerine sadıktır, verdiği sözü tutmuştur. Birebir anlaşmasını etkili bir şekilde uygulamaktadır. Ama şimdiye kadar 462 kişi gönderilmiştir, Türkiye de göndermiştir. Bu Türkiye’de misafir edilen 2,5 milyon kişilik rakamın yanında son derece küçük bir rakamdır. Birebir anlaşmasının güçlenmesi için gönüllü insani yerleştirmenin, yeniden yerleştirmenin, vize serbestisinin tek bir dosya olarak ele alınması lazım. Bugün bu göç krizi, birebir anlaşmasıyla kontrol altına alındı diye burada durursak, yarın çok daha büyük krizlerle karşı karşıya kaldığımızda, onları yönetmekte yetersiz oluruz. Bu hem siyasi açıdan çok büyük risk oluşturur, hem insani açıdan çok büyük risk oluşturur.”

“Türkiye ile İtalya çok daha yakın işbirliği içinde olmalı”

DAEŞ’in yarattığı istikrarsızlık, Suriye’deki durum, Kuzey Afrika’daki gelişmeler Türkiye ve İtalya’nın çok daha yakın işbirliği içerisinde olmasını gerektiğini ortaya koyduğunu anlatan Bakan Çelik, şunları kaydetti:

“1381 yılından beri İtalya ile ilişkilerimiz var. Başka devletler Akdeniz’deki adaların adını sayamazken, bizler Akdeniz’deki balıkların çeşitlerini sayacak kadar Akdeniz’i iyi tanıyoruz iki ülke olarak. Deneyimlerimizi paylaşmak, işbirliği yapmak ve göç krizini beraber yönetme konusunda İtalya ile dayanışma içerisinde olmak istiyoruz. Zaten diğer konularda Libya ile ilgili beraber yaptığımız çalışmalarımız var. DAEŞ ile mücadelenin askeri boyutu kadar ideolojik boyutunda beraberce çalışabileceğimiz konular var. Bu çerçevede Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerinin bu ivme ile devam etmesi lazım.  Yani fasılların açılmaya devam etmesi lazım. Biz burada AB’nin evrensel değerlerinin, demokratik değerlerinin ve bizimde dahil olduğumuz Avrupa coğrafyasının refah ve istikrarının korunması için beraber çalışmamız gerektiğinin altını çiziyoruz. Bu konularda anlaştığımızı memnuniyetle gördüm. Bundan sonrasında da aynı diyalog çerçevesinde ilişkilerimizi sürdüreceğiz.”

"Türkiye'nin AB üyesi olmasını istiyoruz"

Ev sahibi Bakan Gentiloni de İtalya ve Türkiye arasındaki ilişkinin tarihinin çok eski olduğunu ifade ederek, “İtalya'nın, son yıllarda farklı hükümetler işbaşı yapsa da Türkiye’nin AB üyeliğine yönelik tutumu açıktır. Akdeniz’in iki büyük ülkesi olarak ortak çıkarlarımız var. Türkiye’nin AB üyesi olmasına inanıyoruz.” dedi.

 

“Suriye’den kaynaklanan göç krizi konusunda Türkiye ile aynı ortak noktadayız” diyen Gentiloni, Türkiye’nin ağırladığı 2,5 milyon üzerinde sığınmacıyla, en çok sığınmacıya kucak açan ülke olduğunu bildiklerini söyledi.

Türkiye ile AB arasında varılan sığınmacı krizine yönelik anlaşmanın üzerinden 3 ay geçtiğini ve artık bir yorum yapabileceklerini dile getiren Paolo Gentiloni, “Birincisi anlaşma işlevsel oldu ve göç akımlarını, Balkan rotasını kontrol altına tutabildi. İkincisi ise bu anlaşmanın tam olarak hayata geçirilebilmesi için tam ritimle çalışılması gerektiği gerçeğidir. Bunun için de yine AB, Türkiye tam üyeliği üzerinde çalışması gerekiyor, vize serbestliği getirilmesi gerekiyor, açılmamış olan fasılların açılması gerekiyor.” diye konuştu.

Türkiye’nin İtalya için stratejik önem taşıyan bir ülke olduğunu vurgulayan Gentiloni, “Biz Avrupa ve Türkiye ile genel olarak göç akımlarını kontrol etmekten yanayız. Aynı zamanda sebeplerini de değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Avrupa Konseyi’nde gelecek pazartesi ve salı bunlardan bahsedeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Denizlerde başka trajedilerin ortaya çıkmaması için çalışmaları gerektiğini dile getiren Gentiloni, “Bu bir ortak çalışmadır. Göçmen sorununu Türkiye ile yapılan anlaşma, bizim Afrika’ya yönelik önerdiğimiz ‘Migration Compact’ gibi girişimlerle olması gerektiği gibi idare etmek lazım. Histerik, başkalarına korku salan ve nefrete dönüşecek şekilde olmaması lazım ki bugünün Avrupası’na lazım olan da bu değil.” dedi.

Terör gibi büyük meselelerle karşı karşıya olduklarını belirten İtalyan Bakan, son dönem terör saldırılarına maruz kalan Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk halkına da desteklerini yineledi.

Bakanlar soruları cevapladı

İtalyan Bakan Gentiloni, “Vize serbestisi konusunda Türk vatandaşları için ne kadar zaman öngörülüyor? Zorluk var mı? Varsa zorluklar neler?” sorusuna vize serbestisi tartışmalarının devam ettiğini, AB’nin 72 kriterle ilgili parametresinin bulunduğunu ve bunun tartışmasının Brüksel’de yapıldığını söyledi.

İtalya’nın pozisyonunun AB ile Türkiye arasında ilişkilerin pozitif bir şekilde gelişmesi yönünde olduğunu ifade eden Gentiloni, ”Bu Avrupa’ya da bize de yararlı olacak. O yüzden biz vizelerin kaldırılmasının ve vize serbestisinin yanındayız. Bunun bu yolda,  arzu edilen istikamette bir adım olduğunu düşünüyoruz.” dedi.

Bakan Çelik ise aynı soruya ilişkin, Türkiye’nin 72 kriterle ilgili çok hızlı ve etkili bir çalışma yaptığını belirterek, “Biz 72 kriteri karşıladığımızı düşünüyoruz. Fakat AB tarafı terörle mücadele yasasıyla ve kişisel verileri koruma yasasında bazı değişiklikler istiyor. Biz özellikle terörle mücadele yasasında şu aşamada terörle mücadele kapasitemizi azaltacak radikal bir değişiklik yapamayacağımızı ifade ediyoruz.” diye konuştu.

Türkiye’nin terörle mücadele kapasitesinde oluşacak zaafın AB’ye de zarar vereceğini vurgulayan Çelik, önümüzdeki günlerde AB Komisyonu Başkan Yardımcısı  Frans Timmermans ile yeniden bir araya geleceğini aktardı.

 Risklerin ve bölgesel istikrarsızlığın büyüyerek devam ettiğini ve bunun karşısında gönüllü yerleştirme ve vize serbestisi konularının acilen çözülmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, şunları söyledi:

“Bu sebeple bu, Türkiye için, Türkiye’ye verilecek, Türkiye’ye dönük, bir jest değildir, Türkiye’nin zaten hak ettiği bir şeydir. Bu noktada da İtalya’nın gösterdiği pozitif yaklaşımın diğer ülkeler için de örnek teşkil etmesi gerektiğini düşünüyoruz.  Önemli olan burda büyük resme bakmaktır. Büyük resme baktığımda bölgesel ve küresel krizi yönetmek üzere ciddi bir ortak akıl ürettik. Bu mekanizmanın devam etmesi lazım, bunun çökmemesi lazım ve daha da güçlenmesi lazım.”

 Bakan Çelik, Türkiye-AB ilişkileri ve vize konusundaki son durum hakkında bir başka soruya, Türkiye’nin AB ülkesi olduğunu ve Türkiye’nin AB üyesi olmamasının bu gerçeği değiştirmeyeceğini söyledi.

AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerinin “Rekabet değil, işbirliği temelinde bir ilişki” olması gerektiğini düşündüğünü ifade eden Çelik, fasılların bir an evvel açılmasını istedi.

Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Fasılları açmadan sadece o dosyalar üzerinden bir takım başlıkları dillendirerek retorik mücadelesine girmek iki taraf için de verimli değil. Beraberce ortak akıl ürettiğimizde neleri başarabileceğimizi birebir anlaşmasıyla birlikte görmüş olduk. O bakımdan ben vize serbestisi konusunda yol bulabileceğimizi ve ortak bir noktaya gelebileceğimizi düşünüyorum. Yeterki bu gözle bakalım. Birebir anlaşmasıyla elde ettiğimiz bu zemini güçlendirmeye çalışalım.”

"İngiltere'nin AB'de kalmasını temenni ediyorum"

İtalya Bakan Gentiloni ise İngiltere’de perşembe günü yapılacak AB referandumuna ilişkin bir soru üzerine,  İngiltere’nin Avrupa Birliği’nde kalmasını temenni ettiğini dile getirdi.

“İtalya, Britanyalı seçmenlerin alacağı her türlü karara saygı duyacaktır” diyen Gentiloni, “Bir şeyin net olması lazım. Eğer çıkma kararı alırlarsa çıkma kararı alırlar. Yani çıkma kararı verdikten sonra bitmeyen pazarlıklara devam edilmesi…  Böyle bir şey olamaz.” ifadelerini kullandı.

İngiltere’nin AB’den ayrılmasının hem AB’ye, hem de İngiltere’ye zarar vereceğinin altını çizen Gentiloni, “AB için olumsuz olacak, daha olumsuz sonuç Birleşik Krallık açısından görülecektir.” dedi.

 

(AA)

 


22 Haziran 2016
2058 İzlenim


Yorumlar

Üye Ol



Giriş Yap