Dünyanın en büyük nükleer faciasına sahne olan Çernobil Nükleer Santrali'ndeki patlamanın üzerinden 30 yıl geçmesine karşın felaketin izlerini silmek için hala çaba gösteriliyor.
KİEV - Dünyanın en büyük nükleer faciasına sahne olan Çernobil Nükleer Santrali'ndeki patlamanın üzerinden 30 yıl geçmesine karşın felaketin izlerini silmek için hala çaba gösteriliyor.Ukrayna’nın başkenti Kiev’e 110 kilometre uzaklıktaki santralde 26 Nisan 1986’da meydana gelen kazanın sonuçları, uluslararası gündemi meşgul etmeye devam ediyor. Radyasyon yayma riski süren santral, 2065 yılına kadar devam etmesi beklenen çalışmalarla tamamen ortadan kaldırılacak.
AA muhabiri, kazanın 30. yıl dönümünde Çernobil Nükleer Santrali çevresindeki bölgeye ve terk edilmiş Pripyat kentine girdi.
Çernobil çevresinde olağanüstü önlemler uygulanan bölgeye ancak özel izinle girilebiliyor. İzin, 10 günlük inceleme sürecinin ardından veriliyor.Dikenli tellerle çevrilerek özel bir alan haline getirilen bölgeye giriş, santrale yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bir kontrol noktasından sağlanıyor.
Bölgede yaşamaya devam eden 158 kişinin yaş ortalaması 80
Polis, sadece izin belgesi olan personel ve yöre halkının Çernobil’e girişine izin veriyor. Bölgede yaşamaya devam eden 158 kişinin yaş ortalaması 80. Bölge, izole edilmiş ve terk edilmiş izlenimi verse de Çernobil Nükleer Santrali'ne yaklaşıldığında yoğun çalışmaların sürdüğü göze çarpıyor. Çalışmalara yaklaşık 3 bin personel katılıyor.
Patlamanın meydana geldiği 4. reaktör binasının radyasyon yayma riski hala devam ediyor. Üzeri betonla kapatılan reaktördeki riski sıfıra indirmek için kemer şeklinde özel bir çelik çadır inşa ediliyor. Yapımı süren çadır, kasım ayında reaktör blokunun üzerine doğru kaydırılacak ve reaktör tamamen izole edilmiş olacak. Çalışmalar, Avrupa Birliği'ne üye ülkeler ile Türkiye’nin de dahil olduğu 44 ülkenin desteğiyle finanse ediliyor.
Ukrayna Ekoloji Bakanlığı ve Çernobil Yönetim Ajansı, Çernobil Nükleer Santrali'ndeki binalarda radyoaktif yakıtların temizlendiğini ve risk etkisinin on bin kat daha azaltıldığını açıkladı. Açıklamada, kazadan 30 yıl sonra santraldeki durumun stabil hale getirildiği, tesislerin izolasyonu, tasfiyesi ve rehabilitesi için çalışmaların sürdüğü belirtildi. Çalışmaların ancak uluslararası katılımla sonuçlandırılabileceğine dikkat çekilen açıklamada, insanların Çernobil çevresindeki bölgenin sadece yüzde 60’ına 30 ila 60 yıl sonra dönebileceği kaydedildi.
Ukrayna Parlamentosu'nun aldığı karara göre, Çernobil Nükleer Santrali, 2065 yılına kadar tamamen ortadan kaldırılacak. Programa göre, 2010-2013 yılları arasındaki ilk etapta nükleer yakıt, santrallerden depolara taşındı. 2013 yılında başlayan ikinci etap, 2022 yılına kadar devam edecek. Bu süreçte reaktörler muhafaza altına alınacak ve kazanın meydana geldiği reaktör izole edilecek. 2022-2045 yılları arasındaki üçüncü etapta uzmanlar, izolasyon sonrası radyasyonun azalmasını gözlemleyecek. 2045-2065 yıllarındaki son etapta ise santralin sökülme işlemi ve temizlik işlemi gerçekleştirilecek.
5 milyon kişi radyasyon riski olan bölgelerde yaşamaya devam ediyor
Çernobil Nükleer Santrali, Sovyet biliminin en büyük başarılarından biri olarak olarak nitelendiriliyordu. Patlama, 1 saat 24 dakika süren bir güvenlik testinin kontrolden çıkması üzerine 4. reaktörde meydana gelmişti. Patlamada 2 bin tonluk çatı havaya uçmuş ve 8 tonluk radyoaktif yakıt atmosfere karışmıştı. Reaktörü söndüren itfaiyecilerden 31’i yüksek radyasyona maruz kalarak olay yerinde hayatını kaybetmişti.
Yıkılan reaktör, öldürücü radyasyon yaymaya devam ederken Sovyet yetkilileri, olayı gizlemek için ellerinden gelen her şeyi yapmıştı. Çernobil Nükleer Santrali'nde çalışan işçilerle ailelerinin yaşadığı Pripyat şehrinin tahliyesi için gizli hazırlık yapılmış, tahliyeye ancak ertesi gün öğleden sonra başlanmıştı. Üç saat içinde Pripyat hayalet şehre dönmüş, sonraki günler helikopterlerle patlayan reaktörün üstüne binlerce ton kimyasal malzeme atılmıştı.
Patlamadan çıkan zehirli bulut, başta Ukrayna ve Belarus olmak üzere Rusya ve Avrupa’nın bir kısmını etkilemişti. Zehirli bulutlar, on gün sonra da ABD, Kanada ve hatta Japonya’ya bile ulaşmıştı.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, felaketin gerçekleştiği 30 kilometrelik bölgede yaşayan, çalışan, güvenlik hizmetleri yapan, tasfiye ve temizleme işlemlerine katılan 600 bin kişi yüksek dozda radyasyona maruz kaldı.
Ukrayna, Belarus ve Rusya’da yaklaşık 5 milyon kişi radyasyon riski olan bölgelerde yaşamaya devam ediyor.
Felaket sonrasında bölgedeki ülkelerde tiroit kanseri, lösemi, diğer kanser türleri, katarakt ve bebeklerde doğuştan patolojik rahatsızlık oranlarında artışlar yaşandı. Psikolojik rahatsızlıkların yanı sıra sosyal ilişkilerde dışlanmalar nedeniyle sıkıntılar ortaya çıktı. Radyasyona yüksek düzeyde maruz kalan gruplarda yer alan 120 bin kişi kanserden ölme riskiyle karşı karşıya kaldı.
Kaynak:AA