Sağlık Bakanı Akdağ, askeri personele sınıf ve statü değişikliği için verilen 'sağlık raporu' mağduru olduklarını düşünenler, Milli Savunma Bakanlığına müracaat edebileceğini belirtti.
ANKARA - Sağlık Bakanı Recep Akdağ, askeri personele sınıf ve statü değişikliği için verilen sağlık raporuna ilişkin, "Bu sebeple mağdur olduklarını düşünenler, Milli Savunma Bakanlığına müracaat edebilecekler. Milli Savunma Bakanlığı ile birlikte protokollerimiz çerçevesinde komisyonlar oluşturacağız ve ilgili bilim adamları, bu kişilerin raporlarını değerlendirecekler. Kendilerine haksızlık yapılmışsa, o ilgili sınıfa geçmeleri mümkün olacak." dedi.
Akdağ, NTV canlı yayınında, GATA'nın ve asker hastanelerinin Sağlık Bakanlığına devrine ilişkin soruları yanıtladı.
Uygulamayla hizmetin kalitesinin artacağını ifade eden Akdağ, "Şunu planladık, şehit yakınlarımız, gazilerimiz ve askerlerimiz için bu hastanelerde öncelikli hizmet verilmeye devam edilecek." diye konuştu.
Akdağ, "Hem askeri rütbesi bulunan hem de hekim olan kişiler, hangi hastanelerde görevlendirilecek? İstediğiniz yere görevlendirme yapabilecek misiniz?" sorusuna, "Tabii ki birinci derecede bu hastanelerde başlayacağız. Orada zaten ihtiyacımız var ama artık bu personel Sağlık Bakanlığının personeli olacağı için Sağlık Bakanlığının diğer personelini çalıştırma usulleriyle onlar da yürümüş olacak. Tekrar ifade edeyim ki bugünkü kazanılmış özlük hakları korunacak." yanıtını verdi.
"Askeri hastanelere belli bir limitle siviller gidebiliyordu. Şimdi, askeri hastane diye bir kavram olmadığı için buralar yeni tabelalarla yeni hastaneler olacak. Başka bir hastaneye nasıl gidiliyorsa, buraya da gidilecek mi?" yönündeki soru üzerine Akdağ, "Elbette, öncelikleri dikkate alacağız. Özellikle belli alanlardaki özellikleri dikkate alacağız. Bu öncelikleri dikkate alırken de Milli Savunma Bakanlığı ve Silahlı Kuvvetlerle görüşerek yapacağız bu işi. Çünkü, yapmak istediğimiz şey, bir taraftan sağlık alanında da sivilleşmeyi sağlamaktır." yanıtını verdi.
Bakan Akdağ, geçmiş yıllarda da SSK hastanelerinin, dispanserlerin devrinin yapıldığını anımsatarak, "Sağlık Bakanlığı, bu hususta önemli bir tecrübeye sahip. Tabii ki ilk üç ay geçiş döneminde aksayan ufak tefek işler oluyor ama şundan Allah'ın izniyle eminim, bu hastaneler hem askerimize, Silahlı Kuvvetler mensubu rütbeli personele hem de vatandaşımıza mükemmel hizmet sunmaya başlayacak." değerlendirmesinde bulundu.
Bir başka soruyu yanıtlarken Akdağ, acil durumlarda yaralı askerlere GATA'nın yanı sıra diğer kamu hastanelerinde de öncelik tanındığını anımsatarak, bunun devam edeceğini söyledi.
Akdağ, asker hastanelerinin isimlerinin değiştirilmesinin Bakanlar Kurulunda değerlendirilebileceğini belirtti.
"13 merkezi şu anda hizmete sokmuş durumdayız"
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile ilişkisi olduğu gerekçesiyle kapatılan hastanelerle ilgili de Akdağ, şöyle konuştu:
"Çok hızlı hareket ettik. Bu kurumların bir kısmı küçük kiralık binalar çıktı. Dolayısıyla Hazine, bunların taşınırlarını devralmış oldu. O binaların bir kısmı kullanılmıyor. Önemli bir kısmının Sosyal Güvenlik Kurumu ile daha önceden anlaşması kesildiği için kullanılmıyordu. Bunlar, küçük olanlar ama fonksiyonel olarak daha büyük yatak kapasitesine sahip 13 merkezi şu anda hizmete sokmuş durumdayız. Bunlardan İstanbul'da, Ankara'da, Şanlıurfa'da merkezler var.
28 Temmuz itibariyle 5 bin 181 hasta bakmışız bu hastanelerde. 29 Temmuz itibariyle de 6 bin 396 hasta bakmışız. Dolayısıyla ciddi bir kapasiteye ulaştık. Vatandaşlarımız merkezi randevu sisteminden bu ek hastanelerden hizmet alabilirler. Buralar özel hastane statüsündeydi, şimdi vatandaştan para talep etmeden hizmet verilecek."
Bakan Recep Akdağ, "Bu hastanelerde çalışan hekimlerin iş akitleri feshedildi. Eğitimde özel okul öğretmenlerinin lisansı iptal edildi, sağlıkta böyle bir uygulamaya gidilmeyecek mi? Bu kişiler, doktor olarak çalışabilecekler mi?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Aslında, iş akitlerini falan feshetmiyoruz. O, kendi şirketiyle ilişkili. Burada yapılan iş, kararname çerçevesinde ilgili hastane ya da tıp merkezi binasının alınması ve taşınırlarının alınması. Şirket varlığını devam ettiriyor. Onların kendi aralarındaki sözleşmeleri nasıl olacak? O, Maliyenin ya da şirkette çalışanların konusu. Doktorlar, doktorluklarını yapabilecekler. Onların içlerinden eğer terör örgütüyle ilgileri savcılıkça belirlenen, gözaltına alınan, tutuklanan ya da ileride böyle bir duruma tabi olanlar olacaksa bu farklı bir alan."
Akdağ, olağanüstü hal kapsamında Türk Silahlı Kuvvetlerinde değişiklikler öngören kararnameye yönelik eleştirileri şöyle değerlendirdi:
"Terör örgütü çete, bugüne kadar görülmemiş bir zalimlikle kendi insanlarının üzerine bombalar yağdırmıştır. 237 şehidimiz vardı, bir şehidimiz daha oldu. 2 bin 187 yaralımız var. Şu anda 32 kardeşimizi ağır yaralı olarak tedavi ediyoruz. GATA'nın ve askeri hastanelerin devri ile ilgili hususta, biz bakan arkadaşlarımızla, Başbakan Yardımcımızla bir önceki gün sabah 04.30'a kadar çalıştık. Bir an önce çözmemiz gereken hususu çözüp, uygulamaya geçiriyoruz. Böyle yapmak zorundayız. Bunu oturup saatlerce Mecliste tartışarak, normal bir kanun çıkarıyor gibi çıkartacak zamanımız yok. Bunu, muhalefetin de büyük ölçüde anladığını düşünüyorum."
"Güneydoğu'daki birliklerin içinde hekimler olacak mı? Bunları rütbeli olanlardan mı seçersiniz? Öylesi bir durumda amiri kim olacak?" sorusuna Akdağ, "Bizim, askerlik sistemimizde bir zorunluluk var. Doktorlar, askere gidiyorlar. Dolayısıyla, bu ihtiyacın önemli bir bölümü bununla karşılanıyor. Bundan sonra da karşılanacak. Bir şekilde operasyon ya da benzeri yerlerde ihtiyaç varsa, buralarda da yine askerlik yapan doktorlarımız ve paramediklerimiz var." karşılığını verdi.
"Sağlık raporlarıyla, sınav komisyonlarıyla çöreklenmişler"
"FETÖ bağlantısıyla asker hastanelerinden verilen rapor ya da yapılan işlemlerle ilgili şüpheniz var mı?" sorusu üzerine Akdağ, "Ayyuka çıktı artık. İnceleme ve soruşturmaları tamamlanmadan kesin bir hüküm ifade edemem. Savcılar inceliyor ve idari soruşturmaları yapılıyor ama kesinlikle var. Bu örgüt, kendi maksadına ulaşmak için her türlü yalanı, dolanı, başkasının hakkını gasp edebiliyor. Siz subaysınız ya da öğrencisiniz, havacı olmanız lazım. Size, sağlık raporuyla bir kulp uyduruyor ve havacı olamıyorsunuz. Niye? Onlar, 40 senelik bir hesap yapmışlar. Sağlık raporlarıyla çöreklenmişler, sınav komisyonlarıyla çöreklenmişler." açıklamasında bulundu.
Son bir yıl içinde aldıkları sağlık raporuna bağlı olarak sınıf ya da statü değişikliğine uğrayanların yeniden rapor almak için başvuruda bulunabileceklerinin hatırlatılması üzerine Akdağ, şöyle dedi:
"Bu sebeple mağdur olduklarını düşünenler, Milli Savunma Bakanlığına müracaat edebilecekler. Bir yıl içinde müracaat isteniyor. Bu, geriye doğru bir yıl değil, daha eskiye gidilebilir. Biz, Milli Savunma Bakanlığı ile birlikte protokollerimiz çerçevesinde komisyonlar oluşturacağız ve ilgili bilim adamları, uzmanlar bu kişilerin raporlarını değerlendirecekler. Kendilerine haksızlık yapılmışsa, o ilgili sınıfa geçmeleri mümkün olacak."
"Bunları takip eden başka kararnamelerimiz de olacak"
"Bu şekilde ordudan ayrılmak zorunda olanların geri dönüşü de mümkün olabilir mi? Yoksa, bunun kapsamı, sınıf ve statü olarak mağdur olduğunu belirtenleri mi içerecek?" yönündeki soruya Akdağ, "Bu madde, hatırladığım kadarıyla sınıf ve statü ile ilgili çıkarılmıştı. Bunları, takip eden başka kararnamelerimiz de olacak." cevabını verdi.
Recep Akdağ, Sağlık Bakanlığında görevden uzaklaştırılan personel sayısına ilişkin de son bir hafta içerisinde kendisinin de bulunduğu çalışma gruplarında bunun prensiplerinin nasıl olacağının tartışıldığını ifade etti.
Doğrudan FETÖ ile ilgisi, üyeliği, bağlantısı bulunanların devlet memuriyetinden çıkarılmasının mümkün olduğunu vurgulayan Akdağ, şunları dile getirdi:
"Bu, bir kanundur artık. Biz, şunu çalışıyoruz. Bir taraftan, bu örgütle ilgisi olan, Allah korusun yarın yine millete, ülkeye zarar verebilecek kişileri kamudan uzaklaştırmamız gerekiyor. Öbür taraftan, aslında çok yakın bir ilgisi olmadığı halde o ilgiyi kuracak dolaylı bağlar dolayısıyla da kimsenin mağdur edilmemesi gerekiyor. Bu, bir süreç. Onun için biz, normal devlet memurlarının soruşturmalarında bilinen usul olarak kullanılan görevden uzaklaştırmayı öncelikle kullandık.
Sağlık Bakanlığında 5 bin 581 kişi, görevinden uzaklaştırıldı, vatandaş tabiriyle açığa alındı. Bu açığa alınan herkesin, bu örgütle ilişkisi olduğu anlamına gelmiyor. Bir tedbir, uygulamasıdır. Bunu yaptık. Şimdi, değerlendiriyoruz. Sendikalara üye olanlar var, parasal ilişkileri ile örgüte yardımcı olan kişiler var. Öte yandan, doğrudan doğruya bizim tespit ettiğimiz ama başka bir takım özelliklerle de bu örgütle ilişkisi olduğunu iyice tespit ettiğimiz kişiler var. Açığa alınanlar içinden 'Bunun ilgisi yok' diye bilgiler de geliyor. Bunları, titizlikle değerlendiriyoruz. Bu ayın içinde bu süreci tamamlamaya çalışacağız. Yönetici pozisyonunda olan, hele hele örgütün yöneticisi pozisyonunda olanla, bir şekilde örgütle daha zayıf bağı bulunan ve daha alt kademedeki bir memurun değerlendirilmesi aynı ölçülerde yapılmayacak."
(AA)